Zamanında Müdahale Edilen Olumsuz Tüketici Deneyiminin Önemi

  Carl Rogers deneyim kavramını herhangir bir anda farkında olunan herşey olarak tanımlar. Ayrıca Rogers deneyim kavramının fizyolojik değil...

Bankacılık Tarihi – Tarihsel Gelişimi

 


Bankacılık Tarihi – Bankacılığın Tarihsel Gelişimi

Banka ve bankacılık faaliyetlerinin tarihi çok eski dönemlere dayanmaktadır. Bankacılığın tarihine inmeden önce kelime kökenini inceleyecek olursak, banka sözcüğü İtalyanca “banco” sözcüğünden türetilmiştir. Banco sözcüğünün anlamı ise “sıra, tezgah” olarak bilinmektedir. Tarihteki ilk bankerler olarak bilinen Lombardiya’lı Yahudiler, bankacılık işlemlerini pazara koydukları birar tezgah (banco) üzerinde yaparlardı.Bu bankerlerden bazıları taahhütlerini yerine getiremedikleri zaman, halk bu bankerlerin tezgahlarını kırardı. Batı dillerinde iflas eden kimselere söylenen “bankrup” sözcüğü de buradan gelmektedir.

Tarihte ilk bankacılık faaliyetlerinin eski Sümer ve Babil‘e kadar uzandığı tahmin edilmektedir. Sümerler’de milattan önce 3500 yılında kurulan “maket” bilinen ilk banka kuruluşudur. Maketlerin sahiplerinin ilk borç veren kimseler olmasından dolayı tarihteki ilk bankalar oldukları kabul edilmektedir. Önceleri tohum, hammadde, teçhizat gibi malları borç veren maketler, daha sonra parasal krediler de vererek günümüz bankacılığının temellerini oluşturmuşlardır.

Tarih derslerinden hatırlayacağınız Hammurabi Kanunları’nda maketlerin ödünç işlemlerini nasıl yöneteceği, borcun vadesinde nasıl tahsil olunacağı, borçlunun hangi malların ne yolla borçların tasfiyesinde kullanılacağı belirtilmiştir. Ayrıca ödünç işleri sırasında faiz tahsiline de izin verilmiştir. Bu faiz oranı tahıl ya da hurma ihracatında ana sermayenin üçte biri, nakit para ihracatında beşte biri olarak saptanmıştır.

Sümerler ise uzak ülkelerle olan mal değişimlerinde banknot gibi dolaşan (çek ya da itibar mektubuna benzer) bazı belgeler kullanmışlardır. Daha sonra bankacılık hizmetlerinin maketlerin tekelinden çıktığını, ticaretle uğraşan bazı zenginlerin bankacılık hizmetlerinde uzmanlaştıklarını tarih sahnesinde görmekteyiz.

Eski Mısır ve Yunan Medeniyetlerinde Bankacılık

Eski Mısır, eski Yunan ve Roma’da banka işlemleri ile uğraşan kurumların varlığı bilinmektedir. Hatta eski Mısır’da tefeciliği ve bileşik faizi yasaklayan yasalar mevcuttu. Eski Yunan’da ise ticaretin gelişmesi ve halkın zenginleşmesi ile Atina’da zengin maketlerin yanı sıra “trapezitai” adlı özel bankerler ortaya çıkmıştı. Eski Yunan’da ise bileşik faize bir sınırlama getirilmemişti. Faiz oranlarının yüksekliği karşısında bağımsız siteler ve devletler belli başlı kentlerde devlet bankaları kurmuştur.

Yeni Çağ ile Bankacılık

1453 yılında İstanbul’un fethi ve bunun neden olduğu Rönesans hareketi ve akabinde meydana gelen yeni kıtaların keşfi ile ticaretin okyanuslara kayması ve genişkemesi bugünkü batı ülkelerinde o zamana kadar geçerli olan kilise hukukunun yerini Roma Hukuku‘nun almasına neden olmuştu. Bu değişimin neticesinde o zamana kadar yasal kabul edilmeyen faiz, kabul edilmeye başlandı ve bu gelişmeler bankacılığın gelişmesinde büyük katkı sağladı.

Bu zaman diliminde özellikle İspanyolların Güney Amerika’dan getirdikleri altınlarla çok çeşitli sikkeler basılması, Avrupa’daki paraların çeşitliği ve ayarlarının bozuk olması, paraların birbirlerine göre değerlerinin saptanmasında büyük güçlükler ortaya çıkarmaktaydı. Bu karışıklığın bulunduğu sırada 1609‘da Amsterdam Bankası kuruldu. Banka, sabit nitelikte ve değerde hesap parası olarak “banka florini” isimli değeri oluşturdu. Aynı şekilde daha sonraları da Hamburg Bankası tarafından “banka markı” ortaya atılacaktı.

Aynı dönemlerde Venedik’te Venedik Bankası kurulmuş ve bu banka çek ve banknot kullanımına yol açan “Contadi di Banka” sistemini geliştirmişti. 1640 yılında İngiltere kralının, İngiliz tüccarların Londra kulesinde sakladıkları altın külçelerine el koyması dolayısıyla tüccarların devlete olan güveninin sarsılması, tüccarların altınlarını “goldsmith” denilen tüccarlara emanet etmesi durumunu ortaya çıkardı. Goldsmith adlanan kişiler bir süre sonra kasalarındaki altınların atıl durmalarının önüne geçmek ve bunları değerlendirmek için bu altınlara dayalı borç isteyenlere “goldsmith notes” adı verilen senetlerini vermeye başladılar ve bu senetler piyasada alışverişlerde dolaşmaya başladı ve tarihteki ilk banknot sistemi meydana gelmiş oldu.

Bu gelişmeleri izleyen süreçte İngiltere’nin Fransa ile yapılan savaş nedeniyle para sıkıntısı içine düşmesi, bir devlet bankası kurulması ve bu bankanın aracılığı ile piyasada paranın dolaşması fikrini doğurdu. Bunun üzerine İngiltere Bankası kuruldu. Bu banka tarihteki ilk merkez bankası olarak da ayrı bir konuma sahiptir.

Previous
Next Post »